Namazın mânâsı ve çekirdekleri: Cenâb-ı Hakk’ı tesbih ve tâzim ve şükür [Risale-i Nur - 034 | 9. Söz - 1]

Veröffentlicht:

https://www.youtube.com/watch?v=eD5ukb5DTN4
DOKUZUNCU SÖZ
فَسُبْحَانَ اللهِ حِينَ تُمْسُونَ وَحِينَ تُصْبِحُونَ وَلَهُ الْحَمْدُ فِى السَّمٰوَاتِ وَاْلاَرْضِ وَعَشِيًّا وَحِينَ تُظْهِرُونَ 
["Haydi siz akşama erdiğinizde ve sabaha kavuştuğunuzda Allah'ı tesbih edin. Göklerde ve yerde hamd ve övgü Ona mahsustur. İkindi vaktinde de ve öğle vaktine erişince de Allah'ı tesbih edip namaz kılın." Rum Sûresi, 30/17-18.]
Ey birader! Benden, namazın şu muayyen beş vakte hikmet-i tahsisini soruyorsun. Pek çok hikmetlerinden yalnız birisine işaret ederiz.  Evet, herbir namazın vakti, mühim bir inkılâp başı olduğu gibi, azîm bir tasarruf-u İlâhînin âyinesi ve o tasarruf içinde ihsânât-ı külliye-i İlâhiyenin birer mâkesi olduğundan, Kadîr-i Zülcelâle o vakitlerde daha ziyade tesbih ve tazim ve hadsiz nimetlerinin iki vakit ortasında toplanmış yekûnuna karşı şükür ve hamd demek olan namaza emredilmiştir. Şu ince ve derin mânâyı bir parça fehmetmek için, Beş Nükteyi nefsimle beraber dinlemek lâzım.
Birinci Nükte 
Namazın mânâsı, Cenâb-ı Hakk'ı tesbih ve tâzim ve şükürdür. Yani,
· celâline karşı kavlen ve fiilen Sübhânallah deyip takdis etmek;  
· hem, kemâline karşı lâfzen ve amelen Allahu ekber deyip tâzim etmek;
· hem, cemâline karşı kalben ve lisanen ve bedenen Elhamdülillâh deyip şükretmektir.
Demek, tesbih ve tekbir ve hamd, namazın çekirdekleri hükmündedirler. Ondandır ki, namazın harekât ve ezkârında, bu üç şey her tarafında bulunuyorlar. Hem ondandır ki, namazdan sonra, namazın mânâsını tekid ve takviye için, şu kelimât-ı mübareke, otuz üç defa tekrar edilir; namazın mânâsı şu mücmel hülâsalarla tekid edilir.
İkinci Nükte
İbadetin mânâsı şudur ki: Dergâh-ı İlâhîde abd kendi kusurunu ve acz ve fakrını görüp kemâl-i Rububiyetin ve kudret-i Samedâniyenin ve rahmet-i İlâhiyenin önünde hayret ve muhabbetle secde etmektir.
Yani, Rububiyetin saltanatı, nasıl ki ubûdiyeti ve itaati ister. Rububiyetin kudsiyeti, paklığı dahi ister ki, abd, kendi kusurunu görüp, istiğfar ile ve Rabbini bütün nekaisten pak ve müberra ve ehl-i dalâletin efkâr-ı batılasından münezzeh ve muallâ ve kâinatın bütün kusurâtından mukaddes ve muarra olduğunu, tesbih ile, Sübhanallah ile ilân etsin.

Namazın mânâsı ve çekirdekleri: Cenâb-ı Hakk’ı tesbih ve tâzim ve şükür [Risale-i Nur - 034 | 9. Söz - 1]

Titel
Namazın mânâsı ve çekirdekleri: Cenâb-ı Hakk’ı tesbih ve tâzim ve şükür [Risale-i Nur - 034 | 9. Söz - 1]
Copyright
Veröffentlicht

flashback